YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 15415
Karar: 2020 / 1782
Davacı vekili; davacının davalı şirketin Mersin’deki bir çok şubesinde 17/11/2009 tarihinden 09/12/2014 tarihine kadar şube sorumlusu olarak belirsiz süreli ve aralıksız olarak çalıştığını, 09/12/2014 günü son çalıştığı Toroslar – Gaziosmanpaşa şubesinde çalışırken şubeden sorumlu pazarlama müdürü … tarafından davacıya yönelik “Sizinle çalışmak istemiyoruz. Burada artık çalışmıyorsunuz” denilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının 1.411,91 TL maaş aldığını, 2014 yılına ait yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, yıllık izin ücreti ile Aralık 2014 dönemine ait 9 günlük ücret alacağının da ödenmediğini belirterek, davacının ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücret alacağı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iş akdinin daha önce uyarılmış olmasına rağmen çalıştığı mağazada personelden de para toplamak suretiyle fire ürün satın aldığını, neticesinde haklı olarak fesih edildiğini iş yerinde davacının da imzası bulunan genelgede; fire ürün satın almanın ve yine personelden para toplayarak fire ürün satın alınmasının yasak olduğunu işverenin bu konuda hassas olduğunu, davacının bu konuda uyarıldığı, 13.10.2014 tarihinde genelgenin yayınlandığı ancak akabinde davacının 18.11.2014 tarihinde bölge genel müdürü tarafından bu konuda uyarıldığı bu uyarının hiyerarşi gereği bölge sorumlusunun yetkisinde olmasına rağmen davacının davranışlarının yetkililer tarafından genel müdüre iletildiği , 23.11.2014 tarihinde fire ürünleri satın almak için mağaza çalışanı G… Ö.’ten 200 TL aldığı personel Ö… K.’ın kasasından 152 TL bedelinde ürün aldığı ve bu parayı ödemeyerek Ö… isimli personele ödettiği ,bu tespitler sonucunda 09.12.2014 tarihinde savunmasının alındığı ve haklı fesih yapıldığını aradaki güven ilişkisinin zedelendiğini , davacının ücret ve izin alacaklarını ise aldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının fire ürünlerin işyeri çalışanlarından da aldığı iddiasının kanıtlarca teyit edilmediği, davacının savunmasında bu ürünleri ihtiyacı kadar aldığını beyan etmesi dosyada bulunan 2014 kasım ayı fire oranın davacının aldığı ciro priminin kat kat üstünde olması ve tüm fire ürünlerinin davacı tarafından alınmasının davacının maaşı ile mütenasip olmaması göz önüne alındığında, feshin haklı neden oluşturmayacağı gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne, izin ve ücret alacağı hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dosya içeriğine göre mağaza sorumlusu olan davacının davalı işyerinde 17.11.2009 tarihinde işe başladığı, davalı şirketin mağaza sayımlarında fire ürün sayısının şirketçe belirlenen miktardan az çıkması halinde mağaza sorumlusu olarak görev yapan personele prim adı altında belirlenen miktarda ödeme yapıldığı somut olayda ise; davacının iş akdinin fire ürünleri kasadan geçirerek parasını ödemesi ve fire oranını düşük göstermeye çalışması ve yine personelden de para almak suretiyle ürün alması bu şekilde hem mağazayı başarılı göstermek hem de prim alma amacı taşıdığı doğruluk ve dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı gerekçesi ile fesih yapılmıştır.
Şirket tarafından yapılan soruşturma sırasında; Savunmaları alınan mağaza çalışanları Ö.K verdiği ifadesinde; 152.58 TL civarında almadığı ürünleri kasadan geçtiğini, kendi postundan fireye düşen ürünleri davacının isteği üzerine geçtiği ve ödediğini, mağaza çalışanı T.Ö. verdiği yazılı savunmasında; fire bölümüne yazılan ürünlerin atılması gerekirken atılmadan kasadan davacı tarafından geçirildiğini gördüğünü ve 23.11.2014 tarihinde davacının kendisinden de 200 TL nakit para aldığı envanter gününden sonra tekrar para talep ettiğini ancak veremeyeceğini beyan ettiği,
08.12.2014 tarihli savunma talep yazısı başlıklı belgede davacıdan; 15.11.2014-27.11.2014 tarihleri arasında fire ürünlerin geçtiğinin görüldüğü daha önce uyarıldığı, genelge yayınlandığı halde aynı olayı tekrarladığı gerekçesi ile savunma talep edildiği, davacının ise 08.12.2014 tarihinde verdiği savunmasında “ihtiyacı olan ürünleri satın alıp ödemesini yaptığı, haricinde başka bir ürün ödemesi yapmadığı” şeklinde beyanda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Yine 08.12.2014 tarihli savunma talep yazısında; mağaza ziyareti sırasında envanter kontrol listesi incelendiğinde 03.11.2014 tarihinde yazılan 3 adet kuzu kuşbaşı, 15.11.2014 tarihinde iki meyveli yoğurt, bir adet tekli meyveli yoğurt, 27.11.2014 tarihinde pepsi, toz şeker ürünlerinin fireye yazıldığı halde davacının kasasından satışı yapıldığı gerekçesi ile davacıdan savunma talep edildiği, davacının ise 08.12.2014 tarihinde verdiği savunmasında ” tespitlerdeki ürünlerden içerik yapısı değişmeyen patlak olan ürünler, bedeli ödenerek satın alınmıştır” şeklinde beyanda bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
Davacının yukarıda açıklanan şekilde davranarak fire sayısını azaltarak envanter sayımında fire miktarının düşük çıkmasını ve işverence verilen envanter priminden faydalanmasını amaçladığı, mağaza sorumlusu olan davacının iş akdinin bu davranışları ile güveni sarstığından 4857 sayılı Yasa’nın 25/II-e maddesi uyarınca haklı nedene dayalı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır.
İşverenin güveninin kötüye kullanıldığı bu gibi durumlarda, işçinin sağladığı ekonomik yararın azlığı ve çokluğu fesih nedeninin oluşmasında etkili değildir. Önemli olan husus işverenin çalışanına karşı olan güvenini yitirmesi olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Somut uyuşmazlıkta davacının fesih sebebi yapılan davranışları 4857 sayılı Yasa’nın 25/II maddesi kapsamında kalmakta olup işverenin güvenini kötüye kullanma niteliğindedir. Bu durumda işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yerinde görülmeyen yazılı gerekçesi ile tazminat taleplerinin kabulüne karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 10.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi