Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık hakkında … … Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, obsesif kompulsif bozukluk, alkol kullanımına bağlı zararlı kullanım ve davranış bozukluğu bulgularıyla TCK’nın 32/2. maddesi kapsamında bulunduğu görüşüyle heyet raporu verildiği, …. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 28/06/2013 tarihli raporunda ise, cezai ehliyetinin tam olduğunun belirtilmesi karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan yöntemince rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için; silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılmasının yanında, mağdurun evi, arabası gibi daimi kullanımında olan eşyalarında hasar, iz, emare gibi belirtiler oluşturacak ve bu suretle tehdidin mağdurun üzerinde meydana getirdiği korkunun etkisini artıracak tarzda kullanılması gerekir. Bu nedenle, mağdurun görmediği şekilde gerçekleşen tehdit eyleminde, salt silah teşhir edilmiş olması, suçun nitelikli halinin oluşumu için yeterli sayılamayacaktır.
Mağdurların aşamalardaki beyanlarında, sanığın elinde bıçak görmediklerini beyan etmeleri karşısında, eyleminin TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde tanımlanan mağdurun hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştirme niteliğinde olduğu gözetilmeden, suçun vasfında yanılgıya düşülerek, TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçundan hüküm kurulması,
b- Sanığın tehdit eylemini, mağdurlara karşı tek bir fiil ile gerçekleştirmesi karşısında, TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, “karşı temyiz olmadığından yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine” yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.