Araç Kilometresini Düşürme – Dolandırıcılık Suçu

ARAÇ KİLOMETRESİNİ DÜŞÜRME – DOLANDIRICILIK SUÇU- YARGITAY KARARLARI

 

T.C YARGITAY 15.Ceza Dairesi Esas: 2014/ 22817 Karar: 2017 / 9852 Karar Tarihi: 25.04.2017

“SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanığın, kendisine ait suça konu 286.235 kilometrede bulunan 2001 model Mitsubishi marka aracın göstergesinde oynama yaparak 97.000 kilometreye indirdikten sonra katılana sattığı, bir süre sonra katılan tarafından suça konu araç satılmak istendiği sırada kilometresinde oynama yapılarak düşürüldüğünün tespit edildiği, sanığın bu surette dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;
Aracın gerçek kilometresinin tespitinin ancak teknik olarak yapılacak inceleme sonucunda anlaşılabileceği, dolayısıyla bu eylemin basit bir yalan olarak kabul edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunması, katılanın tüm aşamalardaki istikrarlı beyanları, aracın kilometresinin sanığın elinde iken düşürüldüğüne dair tespit, aracın değerine ilişkin araştırma tutanağı ve tüm dosya kapsamında, sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyeti yerine, hakkında yazılı şekilde beraat hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

 

T.C. YARGITAY 15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1324 Karar No: 2017/10705 Karar Tarihi: 10.05.2017

“SUÇ: Nitelikli dolandırıcılık 
HÜKÜM: Beraat

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede; … Grup Ticaret Limited Şirketinin yetkilisi olan sanığın, sahibinden.com isimli internet sitesine…plakalı Volkswagen marka aracın 68.000 km’de olduğunu belirten satış ilanı verdiği, katılanın ilanı görerek sanığı aradığı ve aralarındaki anlaşma sonucu katılanın aracı satın aldığı ancak aracın yetkili servise götürülmesi ile, aracın kilometre saatinin değiştirildiğinin ve 200.617 kilometrede olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın katılana yaptığı satıştan yaklaşık üç ay önce aracı …Turizm Otomotiv Sanayi Şirketinden noter aracılığı ile satın aldığı ve bu satışın araç 200.617 kilometrede iken yapıldığına dair ekspertiz raporunun … Şirketi tarafından dosyaya sunduğu, kilometre değişikliğinin servis kayıtları ile de sabit olduğu, bu haliyle şirket adına hareket eden sanığın aracı satın aldıktan sonra kilometre saatini değiştirerek, sahibinden.com isimli siteye ilan verdiği ve katılanı hileli davranışlarla aldatıp menfaat temin ettiği ancak eylemden sonra ödemede bulunduğu anlaşılmakla, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddelerinde belirtilen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve mahkumiyetine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle beraat hükümü kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. “

YARGITAY 15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/29984 Karar No: 2020/12229 Karar Tarihi: 15.12.2020

“SUÇ: Nitelikli dolandırıcılık

HÜKÜM: TCK’nın 158/1-g, 62/1, 52/2, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın suça konu… plakalı Renault Kango marka 2006 model aracı 01/10/2012 tarihinde Axa isimli sigorta şirketinden hasarlı bir şekilde satın alıp tamir ettirdiği, bir süre sonra eşinin üzerine kayıtlı bu aracı sahibinden.com isimli siteye ilan vererek satışa çıkardığı, ilanda aracın kilometresinin 74.000 km civarında yazılı olduğu, katılanın ilanı gördüğü ve sanık ile irtibata geçerek aracın 16.500 TL bedelle alım satımı konusunda anlaşıp katılanın aracı 20/02/2013 tarihinde satın aldığı, ancak aracı aldıktan 1 ay sonra yağ eksiltmeye başladığını fark ettiği ve aracı götürdüğü tamircinin 74.000 km’deki aracın yağ eksiltmesinin mümkün olmadığını söylemesi üzerine Tüv Türk muayene istasyonundan aracın geçmiş kayıtlarına ulaştığında aracın 16.10.2010 tarihindeki muayenesinde 71.297 km’de, 21/06/2012 tarihindeki muayenesinden 242.626 km’de olduğunu tespit ettiği, sanığın aracın kilometresi ile oynayıp olması gerekenden daha yüksek bedel ile katılana satmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda; Sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ve Tüvtürk muayene raporu ile dosya kapsamından sanığın internet sitesindeki ilanın ardından, sanığın katılan ile yüz yüze görüştüğü, bu görüşmelerde sanığın hileyi sergileyip katılanı aldattığı şeklinde gerçekleşen eylemin TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamına alınan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek sureti ile TCK’nın 158/1-g maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

T.C YARGITAY 15.Ceza Dairesi Esas: 2017/ 36565 Karar: 2021 / 439 Karar Tarihi: 19.01.2021

 

“SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat
Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü;

Sanıkların, Fiat Scudo marka model minibüsü müştekiye motor ve şasi numarası ile kilometre bilgilerini değiştirerek sattıkları, hileli hareketlerle haksız menfaat temin ettikleri, iddia edilen somut olayda; her ne kadar motor ve şase üzerindeki numaraların gerçek ve resmi kayıtlarına uygun olduğu yönünde bilirkişi raporları mevcut ise de, müştekinin dosyaya sunmuş olduğu servis kayıt suretlerine göre 247 bin kilometrede işlem yapılan aracın üç ay sonra 40 bin kilometre olarak satıldığının öne sürülmesi ve dosya kapsamındaki ruhsat suretinden suça konu aracın sanık … üzerine 17/02/2012 tarihinde tescil edildiğinin anlaşılması karşısında, soruşturmada ifadesine başvurulan …’ın dinlenilmesi, araca ait tüm servis ve muayene kayıtları ile araç kilometresinin hangi ruhsat sahibinin elinde değiştiğinin tespitine yönelik geçmiş sahiplik kayıtların getirilmesinden sonra toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat hükümleri verilmesi,
Kanuna aykırı olup, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

DOLANDIRICILIK – UZLAŞMA 

T.C.YARGITAY 15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/37947 Karar No: 2021/1509 Karar Tarihi: 17.02.2021

“SUÇ: Dolandırıcılık

 HÜKÜM: TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52/2-4 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

 Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıklar … ve … hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik bir temyiz talebi bulunmadığından, sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Sanık …’ın, … Otomotiv isimli işyerinde oto alım-satımı yaptığı, Audi marka 1999 model A4 1.6 Autp tipi aracın kilometre saatinde oynama yaparak 137.000 kilometrede olduğunu belirtmek suretiyle, yanında çalışan … aracılığıyla www…..com sitesinde ilan vererek satışa çıkardığı, ilanı gören katılanın sanıkla iletişime geçtiği ve sanığın iş yerine giderek aracı inceleyip satın almaya karar verdiği, bunun üzerine suça konu aracı noter satışıyla 17.000 TL bedel karşılığında satın aldığı, daha sonra yaptığı araştırmada, aracın ilanda belirtilen ve kendisine bildirilen kilometre bilgisinden daha yüksek bir kilometrede olup, kilometre saatiyle oynanarak düşük gösterildiğini öğrendiği olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak, İnternet sitesindeki ilanının ardından, katılan ve sanığın yüz yüze görüştükleri, bu görüşmelerde sanığın hileyi sergileyip katılanı aldattığı anlaşılmakla; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamına alınan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek sureti ile TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

 
 

DOLANDIRICILIK – KANUN YARARINA BOZMA

YARGITAY 11. Ceza Dairesi Esas No: 2021/37442 Karar No: 2021/10453 Karar Tarihi: 22.11.2021

 

“Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 29.06.2021 tarih ve 2021/11526 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.09.2021 tarih ve KYB-2021/89730 sayılı ihbarname ile; 
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler …, … ve meçhul şüpheli haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08.09.2020 tarihli ve 2020/61493 soruşturma, 2020/37492 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01.12.2020 tarihli ve 2020/4360 değişik iş sayılı kararının “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Dosya kapsamına göre, şüpheliler tarafından satılan aracın kilometresinin bilerek düşük gösterildiği ve bu şekilde menfaat sağlandığından bahisle müşteki vekilinin şikâyeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma neticesinde; olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 20/01/2020 tarihli ve 2019/11349 esas, 2020/504 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, şüpheliler ve müştekinin ifadesinin alınması, araçta kilometrenin ne şekilde ve nasıl düşürüldüğü bu işlemin basit bir kontrolle anlaşılıp anlaşılmayacağı konusunda teknik bir bilirkişi raporu aldırılması, TÜVTÜRK kayıtları ve satış işlemine ilişkin ilgili belgelerin getirtilmesi, toplanacak delillere göre şüphelilerin hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan ve hiç bir soruşturma işlemi yapılmaksızın, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 01.12.2020 tarihli ve 2020/4360 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, dosyanın mahaline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine 22.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

T.C. YARGITAY 15. Ceza Dairesi Esas No: 2021/409 Karar No: 2021/2189 Karar Tarihi: 01.03.2021

“ÖZET: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-h bendinde, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işledikleri nitelikli dolandırıcılık suçu düzenlenmiş olup, dosya münderecatından sanıkların oto galeri ve ekspertiz işleriyle iştigal ettikleri anlaşılmakla beraber tacir sıfatlarının bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı görüldüğünden, bu araştırmayı yaparak sanıkların eylemlerinin anılan maddedeki suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme görevi üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğundan, itirazın kabulüne ilişkin Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir. (5237 S. K. m. 157, 158, 207) (5271 S. K. m. 309) Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıklar … ve diğerleri haklarında yapılan yargılama sırasında mahkemenin görevsizliğine dair Niğde 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2019 tarihli ve 2019/668 esas, 2019/638 sayılı kararına karşı sanıklar müdafiileri tarafından yapılan itirazın kabulü ile anılan görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/12/2019 tarihli ve 2019/1323 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11/11/2020 gün ve 94660652-105-51-15027-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2020 gün ve 2020/103352 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Dosya kapsamına göre, Niğde Cumhuriyet Başsavcılığının 07/10/2019 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 158/3-a ve 207/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının, Niğde 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2019 tarihli kararı ile, “şüphelilerden …’nın galeri sahibi olduğu, …’nün ise çalışanı olduğu, satımını yaptıkları araçların kilometresini …’ya yaptırdıkları, eksper işlemlerini ise ….. Oto Ekspertiz sahibi … ile ….. Oto Ekspertiz sahibi …’a yaptırdıkları, diğer şüphelilerden …’ın galeri sahibi olduğu, …’ın ise ….. Oto Eksper isimli iş yerinin sahibi olduğu, bu şahısların satımını yaptıkları araçların kilometresini …’ya yaptırdıkları, eksper hizmetini ise kendilerinin verdikleri, akabinde aracı sattıkları, kilometre düşürme işlemleri ile aracın hata boya durumunu alıcılardan gizlemek suretiyle alıcıları kandırdıkları, bu hususların tape kayıtları ile şüphelilerin dijital materyallerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen raporlar ile tespit edildiğinin iddia edildiği somut olayda; …bu hali ile sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde eylemlerinin TCK 158/1.h kapsamında öngörülen tacir veya şirket yöneticisi olan kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu” gerekçesiyle görevsizliğine karar verildiği, Anılan karara itiraz edilmesi üzerine Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesi 18/12/2019 tarihli kararı ile, “…yüksek mahkeme Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemelerinin birçok kararında görüldüğü üzere; 158/1-h bendinde, ticari faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin güvenilirliğini sağlamak amacıyla, dolandırıcılık suçunun tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında işlenmesi bu suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiş, bu hükmün uygulanabilmesi için öncelikle bir şirketin olması, faalin ise o şirketin yöneticisi veya şirket adına hareket etmeye yetkili temsilcisi, şirket müdürü olması ve suçun şirketin faaliyeti sırasında ve yine bu faaliyetle ilgili olarak işlenmesi gerekmekte olup, dosya kapsamında sanıkların galerici olduğu, tacir veya şirket yöneticisi olmadıkları, bu haliyle eylemin TCK’nın 157/1. maddesi kapsamında kalabileceği” gerekçesiyle itirazın kabulü ile görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Somut olayda, otomobil galerisi sahibi olan sanıkların hasarlı veya kilometresini düşürdükleri araçları, anlaşmalı oldukları oto eksperlerinden sahte ekspertiz raporu alarak piyasaya sürmeleri ve müştekilere satarak menfaat temin etmeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerini, otomobil galerisi sahibi (tacir) olarak müştekilerin kendilerine duydukları güveni kullanarak gerçekleştirdikleri yönünde kuvvetli deliller bulunduğundan, bu haliyle sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-h maddesi kapsamında kalıp kalmadığını değerlendirme görev ve yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeksizin yapılan itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-h bendinde, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işledikleri nitelikli dolandırıcılık suçu düzenlenmiş olup, dosya münderecatından sanıkların oto galeri ve ekspertiz işleriyle iştigal ettikleri anlaşılmakla beraber tacir sıfatlarının bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı görüldüğünden, bu araştırmayı yaparak sanıkların eylemlerinin anılan maddedeki suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme görevi üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğundan, itirazın kabulüne ilişkin Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/12/2019 tarih ve 2019/1323 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 01/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”