Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu oluduğu belirtilerek, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere kadının ev işleri ile ilgilenmeyip birlik görevlerini yerine getirmekte kısmen ihmalinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasına ve boşanmanın fer’ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Diyarbakır Boşanma / Velayet Davası Avukatları : Av. Rozerin ARSLAN & Av. M. Polat İÇTEN