5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Dolandırıcılık” başlıklı 157. maddesinde; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye …cezası verilir” şeklinde dolandırıcılık suçunun temel şekli, anılan Kanun’un 158. maddesinde ise dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Madde metninde görüldüğü üzere dolandırıcılık suçunun maddi unsurunun hareket kısmı “hileli davranışlarla bir kimseyi aldatmak” şeklinde ifade edilmiştir. Öğreti ve Ceza Genel Kurulunun uygulamalarına göre malvarlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; a) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması, b) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması, c) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar olmalıdır.
Diyarbakır Ceza / Ağır Ceza Davası Avukatları : Av. Muhammet Polat İÇTEN & Av. Rozerin ARSLAN