Dava ve Karar: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafa ait araçların çarpışması sonucu, davalı B. K.’e ait aracın savrularak park halindeki müvekkiline ait araca çarparak hasarladığını, davalı tarafın olayda tamamen kusurlu olduğunu, yetkili servis tarafından 9.010 TL onarım gideri belirlendiğini, B. K.’e ait aracın ZMSS şirketi H.. Sigorta A.Ş nezdinde düzenlenen eksper raporunda aynı parçalarla aracın tamir edilmesi uygun bulunduğunu, ancak 4.098 TL hasar tespit edildiğini, sigortalının kusuruna göre 3.064 TLnin müvekkilinin hesabına yatırıldığını, tespit raporuna göre araçta 8.075 TL onarım gideri, 2.000 TL değer kaybı, 100 TL çekici ücreti zararı olduğunu belirterek şimdilik 5.000 TLnin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 18.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 2.724 TL daha artırarak toplam 7.724 TLnin tazminini istemiştir.
Davalı H.. Sigorta A.Ş vekili, davalı B. K.’e ait aracın müvekkiline trafik sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında azami 25.000 TL teminatla gerçek zarardan sorumlu olduklarını, eksper raporunda belirlenen 4.098 TLnin, %75 sigortalıya izafe edilen kusura göre 3.064 TLsinin davadan önce davacıya ödendiğini, sorumluluklarının kalmadığını, değer kaybının teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı B. K., kendisinin daha fazla zararı olduğunu, bu davanın gereksiz açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı M. A., aracının hızlı olmadığını, %25 kusurun normal olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.224,48 TLnin davalı M. A.’dan, 609,45 TLnin davalılar B. K. ve H.. Sigorta A.Ş’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı tarafa ait aracın olay tarihinde 12 yaşında ve 148,945 km’de olmasına, araçta oluşan hasar ve onarım işlemleri gözetildiğinde, araçta değer kaybı oluşmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı taraf, davaya konu trafik kazası sonucu, davacı aracında meydana gelen gerçek zarardan sorumludur. Davacı, zarar gören konumunda olup, kazanın meydana gelmesinde hiç kusuru bulunmamaktadır. Aracında oluşan gerçek zararın tazmini gerekir. Aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesi kendisinden beklenemez. Orjinal parçalar kullanılarak aracın tamir bedeli belirlendikten sonra aracın modeli, onarım işlemi kullanılan parçaların sayısı ve özelliğine göre araçta meydana gelen kıymet kazanma tenzilinin, onarım giderinden mahsubu ile gerçek zararın tesbit edilmesi gerekir. Onarım masrafları, taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda aracın, olay tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile olay tarihindeki sovtaj değeri arasındaki fark davacının gerçek zararıdır.
Dosyada alınan bilirkişi raporları gerçek zararın tespitine ve hükme elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, İTÜ veya KGM fen heyetinden seçilecek araç hasarı konusunda uzman bilirkişi yada bilirkişi kurulundan; davacı aracının orjinal parçalarla onarım masrafının tespiti, araçta orjinal parçalarla tamir nedeniyle oluşan kıymet kazanma tenzilinin belirlenip, onarım masrafından mahsup edilmesi, daha sonra aracın pertinin uygun olup olmadığı, pertinin ekonomik ve uygun bulunması halinde, aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değerinin tespit edilmesi, piyasa rayicinden, sovtaj değerinin mahsubu ile davalıların sorumlu olacakları gerçek zararın belirlenmesi hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, önceki bilirkişi raporları ile ekspertiz raporunun da irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacı, zararın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacının uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmıştır. 2918 Sayılı KTK’nun 88 ve BK’nun 61.maddesi hükümleri uyarınca haksız fiile karışanların her biri zarardan müteselsilen sorumludurlar. Bu durumda mahkemece, toplam tazminatın davacı talebi gibi davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davalı tarafın kusurları oranında tazminattan sorumluluklarına karar verilmesi de doğru değildir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı lehine bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05.03.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.